28.07.2025 - MalatyaSiyaset.com Malatya'nın Güçlü Sesi

Yeşilyurtspor’un Sahipsizliği: Bir Kulübün Çöküşü ve Sorumluları

Yeşilyurtspor’un Sahipsizliği: Bir Kulübün Çöküşü ve Sorumluları

Yeşilyurtspor’un Sahipsizliği: Bir Kulübün Çöküşü ve Sorumluları

Yeşilyurtspor Başkanı Adnan Çoban’ın, “Kamptayız, takımı dağıtıyoruz. Kongreye gitme gibi bir durumumuz yok. Takımı dağıtıyoruz ve lige de katılmayı düşünmüyoruz.” açıklaması, Türk futbolundaki kronikleşmiş “sahipsizlik” sorununu bir kez daha gözler önüne serdi. Bu ifadeler, bir kulübün nasıl bir çöküş sürecine sürüklendiğinin ve yönetimlerin nasıl hesap vermekten kaçtığının acı bir örneği.

Spor Kulüpleri Miras Değil, Emanettir

Bir futbol kulübü, taraftarın aidiyet duygusuyla bağlandığı, şehrin ve sporun bir parçası olan sosyal bir kurumdur. Ancak Yeşilyurtspor örneğinde görüldüğü gibi, bazı yönetimler kulüpleri kişisel çıkarlarının veya vizyonsuzluklarının kurbanı haline getirebiliyor. Başkan Adnan Çoban’ın “takımı dağıtıyoruz” demesi, bir yönetimin sorumluluğundan kaçışının itirafı niteliğinde. Peki sorular şunlar:

  • Kulübün borçları, taraftarın emekleri, futbolcuların geleceği ne olacak?

  • Bir başkan, kulübü neden “dağıtma” lüksüne sahip olabiliyor?

  • Federasyon ve yerel yönetimler bu süreçte nerede?

Futbolumuzdaki “Sahipsizlik” Sorunu

Türk futbolunda pek çok kulüp, benzer akıbetlerle karşı karşıya kalıyor. Yönetimler, kulüpleri profesyonel bir şekilde yönetmek yerine, kişisel hırslar veya tamamen ilgisizlik nedeniyle batırıyor. Ardından da “takımı dağıtıyoruz” gibi açıklamalarla sorumluluktan sıyrılmaya çalışıyorlar.

Yeşilyurtspor’un durumu, sadece bir kulübün iflası değil, aynı zamanda taraftarın umutlarının da yok edilmesi anlamına geliyor. Taraftarlar, maçlara gidip destek verirken, kulüplerini yönetenlerin böyle bir karar alması, sporda “sahiplenme” kültürünün ne kadar zayıf olduğunu gösteriyor.

Federasyon ve Yerel Yönetimler Nerede?

Bu noktada asıl sorgulanması gereken, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ve yerel yönetimlerin tutumu. Bir kulüp, yönetimsizlik veya finansal sorunlar nedeniyle dağılma aşamasına gelmişse, federasyonun devreye girip en azından bir çözüm bulması gerekmez mi? Aynı şekilde, yerel yönetimlerin spor kulüplerine sahip çıkması, en azından taraftar ve sporcuların mağdur olmaması için adım atması beklenir.

Ancak görünen o ki, küçük kulüplerin kaderi, genellikle “kendi haline” bırakılıyor. Bu da, Türk futbolunun alt yapısının ve yerel spor kültürünün zayıflamasına neden oluyor.

Sonuç: Kulüpler Kişisel Mülk Değildir!

Yeşilyurtspor’un yaşadığı bu süreç, Türk futbolundaki profesyonel yönetim eksikliğini ve denetimsizliği bir kez daha ortaya koydu. Bir kulübü yönetmek, sadece başkanlık koltuğunda oturmak değil, taraftara, futbolculara ve şehrin spor mirasına sahip çıkmaktır.

Eğer Adnan Çoban ve yönetimi bu sorumluluğu taşıyamıyorsa, derhal istifa etmeli ve kulübün geleceği için yeni bir yönetimin yolunu açmalıdır. Aksi takdirde, Yeşilyurtspor’un dağılması, Türk futbolunun bir başka kara lekesi olarak tarihe geçecektir.

Unutulmamalıdır ki, futbol kulüpleri birer miras değil, gelecek nesillere aktarılması gereken birer emanettir!

Turgay Simavi   – malatyasiyaset.com

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Bir Cevap Yazın