“Şehitlere ‘Gencecik Cesetler’ Sözü Tepki Çekti: Milli Değerlere Büyük Saygısızlık”

“Şehitlere ‘Gencecik Cesetler’ Sözü Tepki Çekti: Milli Değerlere Büyük Saygısızlık”
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit’in Meclis Konuşmasındaki İfade Tepki Topladı
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit’in Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı konuşmada şehitlere “gencecik cesetler” ifadesini kullanması, Türkiye’nin milli değerlerine ve toplumsal hassasiyetlerine ağır bir darbe olarak değerlendirildi. Kamuoyunda geniş yankı uyandıran bu sözler, hem siyasiler hem de vatandaşlar tarafından büyük tepkiyle karşılandı.
“Gencecik Cesetler” İfadesi Tepki Topladı
Koçyiğit’in konuşmasında, provokasyon ve barış karşıtlığı üzerinden İYİ Parti’yi hedef alırken vatan için canını feda eden kahraman şehitlerimizi “ceset” olarak nitelendirmesi, sadece siyasi bir retorik hatası değil, aynı zamanda derin bir saygısızlık ve empati yoksunluğu olarak görüldü.
Anadolu’nun yoksul ailelerinden çıkan evlatların fedakârlığını küçümseyen bu söylem, şehitlik kavramının kutsiyetine gölge düşürmekle suçlanıyor. Zira şehitlik, Türk milletinin en yüce değerlerinden biri olarak onur, gurur ve fedakârlığın sembolü kabul ediliyor.Meclis’te Gerginlik: “Hiç Mi Gururunuza Dokunmuyor?”
İYİ Parti Milletvekili Buğra Kavuncu’nun “Bin kişinin katilini getirip bu Meclis’te adını tezahürat ettirmek hiç mi gururunuza dokunmuyor?” sözleri, Genel Kurul’daki gerginliği özetler nitelikteydi. Koçyiğit’in üslubu, Meclis’te tansiyonu yükseltirken, kamuoyunda da büyük bir infiale yol açtı.
Sosyal medyada binlerce kullanıcı, bu ifadeyi “hakaret” ve “şehitlerimize ihanet” olarak nitelendirdi. “Meclis şehitlerimizin meclisidir, kirli dillerle kirletilemez” yorumları öne çıkarken, bazı çevreler dokunulmazlığının kaldırılmasını dahi talep etti.
“Barış” Söylemi Samimiyetini Yitiriyor
Koçyiğit’in konuşmasında barış ve demokrasi vurgusu öne çıksa da, kullandığı ifadeler bu mesajı gölgeledi. Gerçek bir barış arayışının, toplumsal yaraları sarmaktan geçtiğine dikkat çeken uzmanlar, şehitlerimizi “ceset” olarak anmanın, Kürt sorununun çözümüne dair söylemleri inandırıcılıktan uzaklaştırdığını belirtiyor.
Bu tür ifadelerin, “barış” söylemini değil, kutuplaşmayı beslediği vurgulanıyor. Gazi Meclis’te konuşan her vekilin, kullandığı kelimelerin ağırlığını bilmesi gerektiği hatırlatılıyor.
“Özür Beklentisi” ve Milli Birlik Vurgusu
Kamuoyunda yükselen tepkiler, DEM Parti’ye yönelik “özür” çağrılarını da beraberinde getirdi. Eleştirilerde, partinin eğer gerçekten çözümden yana olduğunu iddia ediyorsa, öncelikle kendi vekilinin dilini terbiye etmesi ve bu skandalı telafi edecek bir özür açıklaması yapması gerektiği vurgulanıyor.
Aksi takdirde, bu tür söylemlerin yalnızca provokasyon peşindekilerin işine yarayacağı ve toplumsal barışa zarar vereceği ifade ediliyor.
Sonuç: Siyasi Üslupta Sorumluluk Zorunluluğu
Koçyiğit’in sözleri, Türkiye’de siyaset dilinin sorumluluğunu yeniden gündeme getirdi. Milletin temsilcisi konumundaki vekillerin, her ifadesinin toplumsal vicdanda yankı bulduğuna dikkat çekilerek; Meclis kürsüsünün, milletin ortak değerlerini incitecek değil, birleştirici bir dilin adresi olması gerektiği vurgulanıyor.