Kar Altında Kalan Şehir: Malatya’nın İdari Yalnızlığı ve Elazığ Merkezli Sistem Krizi
Kar Altında Kalan Şehir: Malatya’nın İdari Yalnızlığı ve Elazığ Merkezli Sistem Krizi
Malatya – 29 Aralık 2025
Malatya, 29 Aralık sabahına yalnızca karla değil; ihmal, gecikme ve yıllardır süren idari eşitsizliğin ağır sonuçlarıyla uyandı. Gece saatlerinde başlayan yoğun kar yağışı, sabah saatlerinde buzlanmayla birleşince kent genelinde hayat durma noktasına geldi. Yüzlerce maddi hasarlı trafik kazası, kayan araçlar, takla atan otomobiller ve sosyal medyada kısa sürede yayılan görüntüler… Ortaya çıkan tablo, sıradan bir “kış sürprizi” olarak açıklanamayacak kadar ağırdı.
Bu yaşananlar, doğanın ani bir öfkesi değil; merkeziyetçi bürokrasinin, yanlış bölge yapılanmasının ve Malatya’nın yıllardır ötelenen idari taleplerinin doğrudan sonucudur.
Bir Metropolis, Bir Şeflik: İdari Çelişkinin Anatomisi
Malatya, nüfusu, ekonomik potansiyeli, sanayisi, tarımı ve stratejik ulaşım akslarıyla Doğu Anadolu’nun en önemli kentlerinden biridir. Büyükşehir statüsüne sahip olan bu şehir, buna rağmen Karayolları Genel Müdürlüğü yapılanmasında yalnızca bir “şeflik” düzeyinde temsil edilmektedir.
Karayolları 8. Bölge Müdürlüğü’nün Elazığ merkezli olması; Malatya, Adıyaman, Bingöl ve Tunceli gibi illerin bu merkeze bağlanması, yıllardır tartışma konusu. Ancak bu tartışma, ilk kez bu kadar somut ve tehlikeli sonuçlar üretmiştir.
Sorulması gereken soru nettir:
Neden Malatya’nın kendi Karayolları Bölge Müdürlüğü yoktur?
Neden kararlar Elazığ’dan alınırken, Malatya sahada yalnız bırakılmaktadır?
Kar Yağdı, Sistem Çöktü
29 Aralık gecesi başlayan kar yağışı meteorolojik olarak sürpriz değildi. Uyarılar günler öncesinden yapılmıştı. Ancak sabah saatlerinde Yeşilyurt ilçesine bağlı Tecde, Yaka ve Dilek mahallelerinde peş peşe kazalar yaşandı. Göknar Sokak başta olmak üzere birçok noktada araçlar kontrolden çıktı, park halindeki otomobiller devrildi, trafik kilitlendi.
Malatya–Sivas, Malatya–Ankara ve Malatya–Adıyaman kara yollarında ulaşım kontrollü sağlandı; ancak bu “kontrol”, gecikmiş müdahalelerin makyajından ibaretti. Tuzlama çalışmaları geç başladı, ekipler yetersiz kaldı, koordinasyon sağlanamadı.
Belediye ekipleri sahadaydı; ancak karayolları sorumluluğundaki güzergâhlarda yaşanan gecikmeler, tüm sistemi felç etti. Çünkü yerel ekiplerin inisiyatif alanı sınırlıydı. Karar, talimat ve kaynak Elazığ’dan geliyordu.
Merkeziyetçilik Felaketi Büyüttü
Eğer Malatya, kendi bölge müdürlüğüne sahip olsaydı:
-
Tuzlama ekipleri önceden konuşlandırılabilir,
-
Kritik kavşaklar ve rampalar önceliklendirilebilir,
-
Trafik yoğunluğu başlamadan önlem alınabilirdi.
Ancak mevcut sistemde Malatya, kendi krizini yönetme yetkisine sahip değil. Yerel bilgi, yerel refleks ve yerel sorumluluk; Elazığ merkezli bürokratik zincirde etkisizleşiyor.
Bu tablo, AKP iktidarının yıllardır sürdürdüğü merkeziyetçi ve seçici kaynak dağıtım politikasının küçük ama çarpıcı bir özetidir.
Siyasi Tercih mi, İdari Körlük mü?
Elazığ’ın nüfus olarak Malatya’dan daha küçük olmasına rağmen bölge merkezi yapılması, salt teknik bir tercih olarak açıklanamaz. Bu durum, siyasi kayırmacılık iddialarını güçlendirmektedir.
Malatya, büyükşehir olmasına rağmen “taşra şefliği” muamelesi görürken; Elazığ, bölgesel kararların merkezi konumundadır. Bu, idari adaletle bağdaşmayan bir tablodur.
Vatandaşlar sosyal medyada açıkça tepki göstermektedir:
-
“Karayolları geç kaldı.”
-
“Hazırlık yoktu.”
-
“Kimse sorumluluk almıyor.”
Okulların tatil edilmemesi ise sabah trafiğini daha da artırmış, risk katlanmıştır. Can kaybı yaşanmaması bir başarı değil, yalnızca şanstır.
Bu Bir Kar Krizi Değil, Yönetim Krizidir
Yaşananlar, meteorolojik değil; yönetsel bir krizdir. Bu kriz, her kış yeniden yaşanma potansiyeli taşımaktadır. Sorun çözülmediği sürece fatura her defasında Malatyalılara kesilecektir.
Buradan açıkça sesleniyoruz:
Malatya’nın Elazığ’a bağlı kalması, bu şehrin potansiyeline ve onuruna aykırıdır.
Malatya, kendi bölge müdürlüğünü hak etmektedir.
Aksi halde bu ihmal zinciri kırılmayacak; her kar yağışı, yeni bir kaosun habercisi olmaya devam edecektir. Bu, yalnızca bir altyapı sorunu değil; siyasi bir tercihin doğrudan sonucudur.
Ve Malatyalılar, bu tercihi unutmayacaktır.