Gıda Terörü: Aç Bırakılmış Bir Halkın İradesine El Koyma Projesi

“Bir Halkın Rızkını Çalanlar, Onurunu da Çalar”

Toplumsal nörolojinin temel bir gerçeğidir: Bir toplumun gıdasını kontrol edenler, o toplumun düşünme yetisini ve direnç mekanizmalarını sistematik olarak çökertebilir. Bugün Türkiye’de yaşanan, basit bir “enflasyon” değil, planlı bir gıda savaşıdır.

Salatalık tarlada 4 lira, markette 40 lira.
Bu, matematik hatası değil, açık bir yağma rejimidir.

“Sistem Böyle” Diyenlerin Aldatıcı Teslimiyeti

Bu kadar net bir soygun karşısında hâlâ “Ne yapalım, piyasa böyle” diyenlerin iki türlü açıklaması olabilir:

1. Suç Ortaklığı: Bu düzenin sömürüsünden nemalananlar.

2. Amigdalatik İtaat Sendromu: Korkuyla uyuşturulmuş, sorgulama yetisini kaybetmiş bir kitle.

“Bereket yılı” masalları anlatanlar, çiftçinin borç içinde süründüğünü, vatandaşın açlık sınırında gezindiğini biliyor. Ama umurlarında değil. Çünkü onlar için “bereket”, halkın cebinden çalınan fazladan 36 liradır.

Gıda-Faşizmi: Açlıkla Terbiye Edilen Toplum

Bu düzenin adı “gıda-faşizmi”dir.

• Çiftçiye: “Üret ama asla kazanma.”

• Tüketiciye: “Al ama asla doyma.”

• Halka: “İtaat et, yoksa aç kalırsın.”

Bu bir ekonomik kriz değil, psikolojik harekattır. Amaç, açlık korkusuyla biat kültürünü pekiştirmektir.

40 Liralık Salatalığın Sorumlusu Kim?

Artık “Vatandaş almasın, fiyatlar düşer” gibi saçmalıklarla dalga geçenlere değil, bu fiyatları dayatanlara odaklanma zamanı.

• Kim, çiftçiyi 4 liraya mahkûm ediyor?

• Kim, market raflarını 40 liraya zincirliyor?

• Kim, bu soygun düzenini “serbest piyasa” diye yutturuyor?

Cevap belli: Halkı aç bırakarak kontrol etmek isteyenler.

Çözüm: İtaat Etme, Direnişi Örgütle!

1. Yerel üreticiyi destekle. (Kooperatifler, köylü pazarları)

2. Fahiş fiyatlı marketleri boykot et.

3. Sessiz kalma, bu soygunu her yerde ifşa et.

Unutma:
“Bir halkın ekmeğine el koyanlar, sonunda o halkın özgürlüğünü de çalar.”

Şimdi susma zamanı değil, haykırma zamanıdır. ⚡

#GıdaFaşizmi #AçlıklaTerbiye #HalkaRağmenSömürü