Gazeteci Güler Hazar’ın eleştirileri ışığında, Malatya İmar Komisyonu ve Metin Mandal Tartışması

Malatya İmar Komisyonu ve Metin Mandal Tartışması: Liyakat, Hesap Verebilirlik ve Deprem Gerçeği
Malatya’da uzun yıllardır İmar Komisyonu Başkanlığı görevini yürüten Metin Mandal ile ilgili tartışmalar, kentin imar politikalarını ve deprem sonrası yaşanan yıkımları yeniden gündeme taşıdı. Gazeteci Güler Hazar‘ın eleştirileri ışığında, Malatya’nın imar süreçlerindeki liyakat eksikliği, denetimsizlik ve geçmiş dönemlerin hesap vermeyen uygulamaları sorgulanıyor.
Metin Mandal’ın Görevi ve Eleştiriler
-
20 yılı aşkın süredir İmar Komisyonu Başkanı olan Mandal’ın, mesleğinin kunduracılık olması nedeniyle bu görev için yeterli teknik donanıma sahip olmadığı vurgulanıyor.
-
“Anayasanın ilk üç maddesi gibi değiştirilemez” benzetmesiyle, hiyerarşik dokunulmazlığı olduğu ve kararlarının vali hatta bakanlar düzeyinde etkili olduğu iddia ediliyor.
-
Belediyede görev yapan mimar ve mühendislerin önüne geçmesi, liyakat sisteminin çöküşüne dair önemli bir örnek olarak sunuluyor.
Geçmiş Dönem İmar Kararları ve Depremdeki Yıkım
-
Ahmet Çakır döneminde alınan imar kararları, tarım arazileri ve bahçelerin (Tecde, Bostanbaşı) yok edilerek yerine 15-20 katlı binaların dikilmesiyle eleştiriliyor.
-
Depremde yıkılan binaların, bu yanlış zemin ve ranta dayalı politikaların sonucu olduğu belirtiliyor.
-
Elazığ depreminden sonra “ağır hasarlı” raporu alıp yeniden oturuma açılan binalarda can kayıpları yaşanması, “Binalar değil, insanlar insan öldürdü” sözüyle kınanıyor.
-
Hiçbir yetkilinin bu yıkımlardan dolayı yargılanmaması, adalet eksikliğine işaret ediyor.
Mevcut Belediye Yönetimi ve Süregelen Sorunlar
-
Sami Er’in, Ahmet Çakır döneminin bürokratlarını ekibine alması, geçmişteki sorunlu imar uygulamalarının devam ettiği endişesini doğuruyor.
-
“TOKİ benim”, “devlet benim” gibi söylemlerle belediyenin asli görevlerini (altyapı, su, temizlik) ihmal ettiği öne sürülüyor.
-
Kent kimliğinin yok edildiği, eski çarşı ve tarihi dokunun “çöp” diye nitelendirilerek yıkıldığı, yerine kimliksiz ve soğuk yapıların dikildiği ifade ediliyor.
Depremle Yüzleşen Bir Şehir ve Gelecek Kaygısı
Malatya’nın imar politikalarının liyakatsiz isimlerin elinde şekillenmesi, deprem riskiyle birleşince büyük bir toplumsal tehdit oluşturuyor. Hesap verme kültürünün olmaması, yıkımların tekrarlanabileceği korkusunu artırıyor.
Gazeteci Güler Hazar’ın da altını çizdiği gibi:
“Bir şehrin kaderi, teknik bilgiden yoksun kararlara teslim edilemez. Deprem unutulduğunda, bir sonraki yıkımın temelleri atılıyor demektir.”