14.08.2025 - MalatyaSiyaset.com Malatya'nın Güçlü Sesi

Gazeteci Güler Hazar Doğan, Karakaya Alarm Veriyor: “Barajda İnekler Otluyor, Yetkililer Hayal Aleminde”

Gazeteci Güler Hazar Doğan, Karakaya Alarm Veriyor: “Barajda İnekler Otluyor, Yetkililer Hayal Aleminde”

Güler Hazar Doğan’dan “Bakış Açısı”: Malatya’nın Gündeminde Coşku ve Kriz

Gazeteci Güler Hazar Doğan, 14 Ağustos 2024 tarihli “BAKIŞ AÇISI” programında Malatya’nın gündemini meşgul eden iki zıt kutbu masaya yatırdı. Bir yanda deprem sonrası kente ilaç gibi gelen milli voleybol zaferinin coşkusu, diğer yanda ise alarm zilleri çalan ve geleceği tehdit eden su krizi vardı. Doğan, bu iki konuyu birbiri ardına sıralayarak Malatya’nın içinde bulunduğu durumu, hem umutları hem de acı gerçekleriyle gözler önüne serdi.

Deprem Yaralarına Merhem Olan Zafer: “Malatya’nın En Büyük Terapisi”

Programın ilk bölümünde, A Milli Erkek Voleybol Takımı’nın Danimarka’yı mağlup ettiği ve kente büyük bir moral aşıladığı maç ele alındı. Orduzu Kapalı Spor Salonu’nu dolduran binlerce Malatyalının coşkusunu aktaran Güler Hazar Doğan, bu olayı “deprem sonrası Malatya’nın yaşadığı en büyük terapi anı” olarak nitelendirdi.

Doğan’a göre bu maç, bir spor müsabakasından çok daha fazlasıydı. Tribünlerden yükselen “Depremzedeler için kazanın!” sloganlarının, milli takımı ateşleyen en önemli güç olduğunu belirtti. “Bu maç, Malatyalıların acılarını bir an olsun unuttuğu, Türkiye’nin başarısıyla gurur duyduğu bir an oldu,” diyen Doğan, kentin bu tür birleştirici ve moral verici anlara ne kadar ihtiyacı olduğunu vurguladı.

Atmosferin sadece taraftarları değil, oyuncuları da derinden etkilediğini belirten Doğan, bir milli oyuncunun şu sözlerini paylaştı: “Hayatımda İstiklal Marşı’nın bu kadar coşkulu okunduğu bir salon görmedim.” Bu ifadenin, Malatya’nın misafirperverliğini ve milli değerlere olan bağlılığını kanıtladığını söyleyen gazeteci, Orduzu Spor Salonu’nun profesyonel altyapısına dikkat çekerek, “Malatya halkı sporseverliğini kanıtladı. Bundan sonra bu tür organizasyonların sık sık burada yapılmasında hiçbir sakınca yok,” diyerek yetkililere çağrıda bulundu.

Hayaller ve Gerçekler Arasında Su Krizi: “Karakaya’da İnekler Otluyor!”

Voleybol coşkusunun ardından program, kentin en yakıcı sorununa, su krizine odaklandı. Güler Hazar Doğan, Büyükşehir Belediyesi’nin “Karakaya Baraj Gölü’nden içme suyu takviyesi yapacağız” açıklamasını sert bir dille eleştirerek, bunun bir “hayal aleminde yaşamak” olduğunu savundu.

Yetkililerin sahadaki gerçeklikten kopuk olduğunu iddia eden Doğan, çarpıcı bir tespitte bulundu: “Yetkililer Karakaya’yı yakın zamanda görmüş olamaz. Barajın dibinde su kalmadı, köylüler tarım yapıyor, inekler otluyor.” Bu açıklamaların, sorunun ciddiyetini anlamaktan uzak, günü kurtarmaya yönelik popülist söylemler olduğunu ifade etti.

Doğan, sorunun kökeninde yatan ihmallere de dikkat çekti. “20 yıldır aynı terane,” diyerek Malatya’da yıllardır konuşulan ancak bir türlü hayata geçirilmeyen kuraklık eylem planlarını eleştirdi. Kontrolsüz sondajlarla yeraltı sularının hoyratça tüketildiğini vurgulayarak, “Dünya, yeraltı sularını savaş ve kıtlık durumları için saklıyor. Biz ise Merkez Bankası rezervi gibi korunması gereken bu kaynakları hoyratça harcadık,” dedi. Kentin simgesi Kanal Boyu’ndaki kirliliğin de sorumluluğunun hem vatandaşta hem de belediyede olduğunu belirtti.

Eleştiriden Çözüme: “Ağlama Değil, Çözüm Makamı”

Güler Hazar Doğan, eleştirilerini sıralamakla kalmadı, krizden çıkış için somut bir yol haritası da sundu. Bilimsel bir planlamanın şart olduğunu belirterek şu adımların atılması gerektiğini vurguladı:

  • Jeologlar, DSİ ve üniversiteler ortak bir akılla hareket etmeli.

  • Şehir şebekesindeki devasa kayıp-kaçak oranları acilen rehabilite edilmeli.

  • Tarımda vahşi sulama alışkanlıklarına son verilmeli.

  • Halk, su tasarrufu konusunda etkin bir şekilde bilinçlendirilmeli.

Programını, yöneticilere yönelik güçlü bir mesajla tamamlayan Doğan, “Malatya’da yaşayıp bu şehir için uykusuz kalmayan yöneticiler, aslında bu kente hizmet etmiyor demektir. Artık ağlama makamında değil, çözüm üretme makamında olmalıyız,” diyerek, günübirlik politikalar yerine kalıcı ve bilimsel çözümler üretilmesi gerektiğinin altını çizdi.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

Bir Cevap Yazın