Depremi yaşayan Malatya, kararı veren Elazığ
**Malatya Neden Sürekli Merkez Dışına İtiliyor?
Bu Bir Yönetim Zafiyeti mi, Siyasi Tercih mi?**
Malatya, son yıllarda sessiz ama etkileri derin bir idari tasfiye süreciyle karşı karşıya bırakılıyor. Daha önce bazı bölge müdürlüklerinin Elazığ’a bağlanmasıyla başlayan bu gerileme, şimdi de PTT Baş Müdürlüğü’nün benzer bir yapılanma içine girdiği iddialarıyla yeniden gündeme taşındı. Bu gelişmeler artık tekil kurum kararlarıyla açıklanamayacak noktaya ulaşmıştır.
Bu tablo, açık biçimde şunu göstermektedir:
Malatya, idari anlamda merkez olmaktan sistematik şekilde uzaklaştırılmaktadır.
Tablo Net, Gerekçeler Muğlak
Bugün gelinen noktada gerçekler inkâr edilemez düzeydedir:
-
Meteoroloji Bölge Müdürlüğü Elazığ merkezlidir.
-
AKSA Elektrik’in bölgesel yönetimi Elazığ’dadır.
-
Karayolları bölge yapılanması Malatya lehine güçlendirilmemiştir.
-
Şimdi de PTT Baş Müdürlüğü’nün Malatya’dan koparılabileceği konuşulmaktadır.
Sormak gerekiyor:
Depremlerden en ağır hasarı alan, hâlâ toparlanma mücadelesi veren Malatya neden sürekli “bağlanan”, “bekleyen” ve “ikincil” konuma itilmiştir? Bu şehir neden kendi sorunları hakkında karar alamayan bir noktaya sürüklenmiştir?
Bu Bir Tesadüf Değil, Bilinçli Bir Merkezileştirme Politikasıdır
Bölge müdürlükleri sadece bürokratik birimler değildir.
Bunlar aynı zamanda:
-
İstihdam merkezleridir
-
Yetki ve karar mekanizmalarıdır
-
Şehirlerin Ankara’daki ağırlığını belirleyen unsurlardır
-
Ekonomik ve sosyal dinamizmin temel taşıdır
Malatya bu gücü kaybederken, Elazığ’ın “teknik gerekçeler” adı altında merkezleştirilmesi kamuoyuna olağan bir süreç gibi sunulmaktadır. Ancak bu gerekçeler ne şeffaftır ne de ikna edicidir. Nüfus, coğrafya, lojistik avantaj ve deprem sonrası ihtiyaçlar dikkate alındığında Malatya’nın bölgesel merkez olma hakkı tartışmasızdır.
Depremi Yaşayan Malatya, Kararı Veren Başkası
6 Şubat depremlerinin ardından Malatya hâlâ altyapıdan ekonomiye, barınmadan ticarete kadar birçok alanda ciddi sorunlar yaşarken; meteoroloji, enerji, ulaşım ve lojistik gibi hayati hizmetlerin yönetim merkezlerinin şehir dışında olması sahadaki sorunları daha da derinleştirmektedir.
Bu durum Malatya’yı, kendi kaderiyle ilgili kararları başka şehirlerin insafına bırakılan bir konuma sürüklemektedir. Bu yalnızca idari bir problem değil, aynı zamanda psikolojik ve stratejik bir zayıflatmadır.
Asıl Soru: Malatya Sahipsiz mi Bırakıldı?
Bu noktada eleştirinin yönü yalnızca Ankara değildir.
Asıl sorgulanması gereken;
-
Malatya’nın siyasi temsilcilerinin bu süreçte neden güçlü bir itiraz ortaya koyamadığı,
-
Yerel yöneticilerin neden refleks göstermediği,
-
Sivil toplum kuruluşları ve meslek odalarının neden sessiz kaldığıdır.
Bir şehir, idari gücünü kaybederken susuyorsa, bu suskunluk zamanla kalıcı bir kader haline gelir.
Sonuç: Bu Gidişat Kabul Edilemez
Malatya, bölgeye bağlanan değil; bölgeyi yöneten bir şehir olmak zorundadır.
PTT Baş Müdürlüğü meselesi bir “son halka” olmamalıdır. Aksi halde bugün bir kurum gider, yarın bir diğeri… Ve geriye sadece tabelası olan, karar alma yetkisi elinden alınmış bir şehir kalır.
Bu bir uyarıdır.
Bu bir siyasi çağrıdır.
Bu gidişat normal değildir.
Ve bu sessizlik, kabul edilebilir değildir.