CHP’de Parti İçi Kriz Derinleşiyor: Güler Hazar DOĞAN ’dan Sert Eleştiriler!

CHP Malatya’da delege seçimleri tartışmaları büyüyor.
Güler Hazar DOĞAN, Veli Ağbaba ve mevcut il yönetimini, partinin başarısından çok kişisel gelecek ve kariyer planları için “sadık delegeler” seçmekle suçladı.

Güler Hazar DOĞAN , Yazıhan Belediye Başkanı Abdülvahap Göçer ve Akçadağ’dan 45 yıllık bir partilinin şikayetlerini örnek göstererek; en çok oy kazandıran isimlerin bile sürecin dışında bırakıldığını vurguladı.

👉 CHP yönetimi, AK Parti’ye benzemekle ve parti içinde “biat kültürü” oluşturmakla sert şekilde eleştiriliyor.

CHP’de Parti İçi Demokrasi Krizi: Malatya’daki Delege Seçimleri Üzerine Bir Değerlendirme

Güler Hazar Doğan – Bakış Açısı, 25 Eylül 2025

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Malatya’da gerçekleştirdiği delege seçimleri, parti içi demokrasiye dair köklü sorunları gün yüzüne çıkarmış ve tabanda ciddi bir rahatsızlığa yol açmıştır. Bu süreç, CHP yönetiminin şeffaflıktan uzak, dışlayıcı ve kişisel çıkar odaklı bir yöntemle hareket ettiğine dair eleştirileri beraberinde getirmiştir.

Malatya’daki seçimler, yalnızca yerel bir huzursuzluk değil; partinin köklü geleneklerini aşındıran, tabanla yönetim arasındaki uçurumu derinleştiren yapısal bir krizin işaret fişeği niteliği taşımaktadır.

Rahatsızlığın Anatomisi

1. Liyakat Yerine Sadakat

En sert eleştiriler, CHP Malatya İl yönetimi ve özellikle Milletvekili Veli Ağbaba’ya yöneliktir. Ağbaba’nın, partinin genel başarısını değil, kendi siyasi geleceğini garanti altına alacak sadık delegeleri seçtiği iddia edilmektedir. Böylece, toplumsal karşılığı yüksek isimlerin önü kesilmiş, yerine yönetimin “nerede isterse oraya götürebileceği” itaatkâr profiller yerleştirilmiştir.

2. Şeffaflık Krizi

Delege listelerinin hem sıradan üyelere hem de seçilmiş belediye başkanlarına dahi gizlenmesi, sürecin en çarpıcı sorunlarından biridir. Yazıhan Belediye Başkanı Abdülvahap Göçer’in, “Süreçten birkaç gün önce haberdar oldum, kimlerin delege seçildiğini bilmiyorum” açıklaması, şeffaflık ilkesinin tamamen yok sayıldığını göstermektedir. Bu durum tabanda, “Bizi yok sayanı biz de yok sayarız” tepkisine dönüşmüştür.

3. Başarının Cezalandırılması

Seçimlerde CHP’ye oy kazandıran aktörler görmezden gelinmiştir. Örneğin, Göçer’in CHP oylarını 10’dan 300’e çıkardığı Sürür Mahallesi’nden hiç delege seçilmemesi, partinin başarıyı ödüllendirmek yerine cezalandırdığı eleştirilerini doğurmuştur.

4. Düşük Katılım – Meşruiyet Krizi

Battalgazi İlçe Kongresi’nde 600’ü aşkın delege kayıtlı olmasına rağmen, toplantıya yalnızca 40-50 kişinin katılması, mevcut yönetimin parti tabanında meşruiyetini büyük ölçüde yitirdiğini göstermektedir.

Parti İçi Demokrasiye Etkileri

Tarihsel Parti Kültürünün Aşınması

Ecevit ve Baykal dönemlerinde dahi daha canlı bir tartışma kültürüne sahip olan CHP’nin, bugün bu değerlerden uzaklaştığı görülmektedir. Bu gidişat, partinin tarihsel kimliğine ters düşmektedir.

“Tek Adam” Eleştirisinin Parti İçi Yansıması

CHP’nin iktidara yönelttiği “tek adam rejimi” eleştirisinin, parti içinde de karşılık bulduğu iddiası güçlenmektedir. Aykırı seslerin disiplin cezalarıyla susturulması, CHP’nin demokratik iddiasına gölge düşürmektedir.

Büyüme Dinamiklerinin Tıkanması

Liyakat yerine kayırmacılığın hâkim olması, yeni liderlerin yetişmesinin önündeki en büyük engeldir. Bu nedenle CHP’nin Malatya’da son 20 yıldır oy oranlarını artıramadığı ve toplumsal avantajlara rağmen siyasi tıkanıklık yaşadığı vurgulanmaktadır.

Tabanla Kopuş

Yıllarını partiye vermiş emektar üyelerin dışlanması, sadık kadrolarda bile kırılma yaratmıştır. Bu yabancılaşma, yönetim ile taban arasında derin ve onarılması zor bir uçurum açmaktadır.

Sonuç Yerine

Malatya’daki delege seçim süreci, CHP’nin parti içi demokrasi sınavında ciddi bir başarısızlık olarak tarihe geçmiştir. Şeffaflıktan uzak, dışlayıcı ve kişisel kariyer hesaplarına dayalı bu yöntem, yalnızca Malatya özelinde değil, partinin geleceğinde de büyük bir tehdit olarak karşımıza çıkmaktadır.

CHP’nin Türkiye siyasetinde güçlü bir alternatif olabilmesi, ancak liyakati, şeffaflığı ve kapsayıcılığı merkeze alan gerçek bir iç demokrasi anlayışını yeniden inşa etmesiyle mümkün olacaktır.

– Güler Hazar Doğan, 25 Eylül 2025, Bakış Açısı Programı